Kategoriler
- samsun escort bayan
- Hastalıklar
- Gündem
- Cilt Bakımı
- Mekanlar
- Saç Bakımı
- Gezi
- Beslenme
- Kitap
- Moda
- Estetik
- Uzmanlar
- Aşk
- Konser-Müzik
- Cinsellik
- Çocuk Gelişimi
- Burçlar
- Kariyer
- Yıllık Burç Yorumları
- Sağlık
- Yeni Ürünler
- Haftalık Burç Yorumları
- Ayrılık-Boşanma
- Annenin Not Defteri
- Hediye
- Alışveriş Rehberi
- Kişisel Gelişim
- Hamilelik
- Parfüm
- Televizyon
- Dekorasyon
- Stil
- Çocuk Hastalıkları
- Bebeğe Hazırlık
- Sinema
- Gurme
- Fatih
- Samsun
- Beylikdüzü Escortları
- Samsun Escortları
- Erkekler
- Kurslar
- Ergenlik Dönemi
- Bebek Bakımı
- Makyaj
- Avcılar escortları
- Avrupa Yakası Escortlar
- Esenyurt
- Avcılar
- Diyet
- Bakırköy
- Avrupa Yakası
- Bahçeşehir Escortları
- Samsun
- Samsun Escortları
- Samsun
- İstanbul escortları
- Mecidiyeköy Escortlar
- Halkalı Escortlar
- Bakırköy Escortları
- İstanbul
- Kurtuluş
- Samsun
- Şişli Escortları
- Çapa
- Beylikdüzü
- Merter
- Anadolu Yakası Escortlar
- Esenyurt Escortları
- Bahçelievler Escortları
- Beşiktaş
- Çapa Escortları
- Sefaköy Escortlar
- Yenibosna Escortlar
- Topkapı
- Topkapı Escortları
- samsun escort
pudra.com gibi
Milliyet Cadde'de yer samsun escort saha
Psikolog Dr . Başak Demiriz’in psikoterapi diyaloglarından birleşen
yazılarını fazla
ürekten
izleme
ettiğimizi okuyucularımız bilir! Bu sefer de Demiriz'in hayatı ertelemeyle interesan
yazısını beylerle
paylaşıyoruz. ödemeleri yapmayı, çeki
vermeyi, projeleri tamamlamayı, yaşadığı yeri düzenleyip temizlemeyi, hijenik
kontrollerini yapmayı, ilaçlarını içmeyi, ders çalışmayı ertelemek hayatı sabote etmektir.danışan: Ertelemek bir hastalık mıdır? Eger
öyleyse benim bu hastalığım epey ilerlemiş safhada!dr. Başak: Hayır hastalık değildir, iç disiplin ve iradeyle interesan
hayli
devamlı
yaşanan bir sorundur. Hastalık olmasa da inanıyorum
hayatınızı epey zorlaştırıyordur.danışan: Hem de çok. Yapmam uygun
bir sürü ne
var, anlıyorum
yapsam fazla
hoş
olacağım, herşeyden öte sağlığıma kavuşacağım ama bir çeşitli
yapmıyorum.dr. Başak: Son zamanlarda şunu
bir hayli
kişiden duyuyorum ama ne yazık ki
ertelemenin bir sorun olduğunu bildikleri halde, bunların
üstesinden gelmek nedeniyle
çözüm aramayı da erteliyorlar!danışan: Evet, ben de uzun süredir yardım almayı erteledim ama daha çok
işler bir tarafa, sağlığım bozuluyor. Başak: öyleyse siz de farketmişsiniz ki doğrusu
ertelemek, özünü
sabote etmektir. Ertelemeyi alışkanlık edinen insanlar hayatın her alanında bir şeyleri ertelerler. ödemeleri yapmayı, çeki
vermeyi, oyun
yapmayı, projeleri tamamlamayı, yaşadığı yeri düzenleyip temizlemeyi, hijenik
kontrollerini yapmayı, ilaçlarını içmeyi, ders çalışmayı, kişisel bakımlarını, hobi edinmeyi ve şunun
kadar
hala
coklu
şeyi.danışan: Bu örneklerin hepsi bana da uydu, sana
söylemiştim benim hastalığım bundan sonra
ileri safhada diye.. Ama daha çok
değişmek istiyorum, sahiden
bu gibi
olmaktan mesut
değilim. Her ne
bir yana hayli
çeki
aldım, kolestrolüm uca
çıktı, doktorum “spor yapman koşul
ama hiçbirzaman
olmazsa her gün yarı
saat yürü” dedi. Yürümek bir yana, kolestrol ilaçlarımı dahi
almıyorum. Kendimi planlamaya çalışıyorum ama olmuyor. Başak: ‘kronik erteleme’ sanıldığından fazla
karmaşık ve mühim
bir sorun. Altında, mükemmeliyetçilik, uca
kaygı, düşük tolerans, öfke kontrolünü becerememek benzer
nedenler yatıyor. ‘zamanınızı iyi kullanmayı öğrenirseniz gelişme kaydedersiniz ve probleminiz çözülür’ diyecek dek
basitçe
halledilebilecek bir sorun değil.danışan: Ben de farkındayım. ,
bir gün planlı olmaya çalışıyorum, ikinci gün gene
başladığım yere dönüyorum. Sebep
böyleyim?dr. Başak: Aile yapısı mühim
bir etken. Bir teoriye göre, çoğunlukla, otoriter anne ve babaların çocuklarında görülüyor. Bu tip ailelerde kurallar katıdır ve bu kurallara uyulması her şeyden hatta
çok
önemsenir. Beklentilerin çıtası hayli
yüksektir, anne yahut
baba mükemmeliyetçidir, çocuğu yoğun
devamlı
eleştirir, uyarır, sorgular ve çocuğun beklentilere kayıtsız şartsız uyması beklenir.danışan: Babamı tarif ettiniz. doğrusu
ben de az miktar
mükemmeliyetçiyim. Ama çocukken her kurala uyan ben, şu an
ne idare eder
da bu gibi
oldum?dr. Başak: Anne -babalar fazla
katı ve kontrolcü olunca, çocuklar niyetlerini içselleştirmeyi, bu niyet doğrultusunda hareket etmeyi, dolayısıyla iç dünyalarını kontrol edip düzenlemeyi öğrenemiyorlar. Düşünün, sorumluluklarınızı ve üstelik
en basit kuralları hep komutlar alarak gerçekleştirdiyseniz, davranışlarınız yoğun
devamlı
kontrol edildiyse ve ayrıca
eleştirildiyse, niyetlerinizi içselleştirebilir miydiniz?danışan: Tam tersine içimde kızgınlık birikirdi. Başak: Kronik ertelemenin bir nedeni de ishte
bu kızgınlık zaten. Kızgınlığı anlatım
etmenin şekli de yuz yuze
koymak. çocukken otoriter bir anne-babaya isyan yapmak
yahut
karşısında
koymak kolayca
değildir. Ama yetişkin olunca, etmeniz
gerekli
işleri, yalnız
bu ‘gereklilik’ duygusuna karşısında
koymak uğruna, erteliyor olabiliyoruz. Hem de
yetişkin olunca, sizleri
‘yakından izleme
edenler’ olmuyor.danışan: Içimdeki sesler haric hayli
çok
rahatsız yapan
yok. Ama ben normalde
son dakika etdiyim
işlerde henüz
başarılı oluyorum. Başak: üzülerek söylemeliyim ki, “son sanyede
etdiyim
işlerde hatta
başarılı, yine de
yaratıcı oluyorum” yoksa
“yarın yaparsam kendimi yine de
iyi hissedeceğim” sözleri, erteleyen insanların kendilerine devamlı
yoğun
söyledikleri yalanlar. ,
biliyorsunuz ki yarın oluyor ve siz gene
projeye başlamıyorsunuz. şunu
hala
iyi anlayabilmek nedeniyle
beş hergün
yaptı- ğınız bir projeyle son gün bitirdiğiniz bir projenin kalitesini karşılaştırın.danışan: Ama projeyi aldığım gün işe başlamak fikri içimi sıkıyor. Başak: Dolayısıyla, erteleyerek, alışık olduğunuz, sizleri
rahata kavuşturacak davranışı seçiyorsunuz. şu an
özge
birşey deneyelim, gözlerinizi kapayın ve taze
aldığınız projeyi düşünün. Ne hissediyorsunuz?danışan: Sinirim bozuluyor. Başak: Neden?danışan: ,
fazla
sıkıcı ve hiçbirzaman
ilgimi çekmiyor, son güne dek
bekleyebilir. Başak: Ama beklemek karşılık olaraq
şu an
yapacaksınız dersem aklınızdan neler geçiyor?danışan: Huzursuzluk ve kızgınlık. Bu dek
sıkıcı bir ne
etmek
zorunda olmaktan nefret ediyorum. Başak: şu an
gözlerinizi açın. Iki konu var, birincisi, ilginiz olmadığı bir herşeyi
etmek
istemiyorsunuz, ikincisi, yaparsanız fazla
kızgın ve huzursuz olacağınızı düşünüyorsunuz. Hangisi henüz
baskın bir duygu, motivasyon eksikliği mi, yaparken hissedeceğiniz kızgınlık mı?danışan: Hiçbirzaman
motive değilim. Başak: öyleyse
motive olmadan başlasanız ama kızgınlığı tolere edebilecek olsanız?danışan: Nasıl tolere edebilirim?dr. Başak: Diyelim edemediniz ve kızgınlığınız takip
ediyor, en fena
ihtimalle ne olabilir?danışan: Kızgın kızgın yapmaya takip
ederim, olabilsin
vakitle
geçer, bilmem?dr. Başak: Yani, ‘kızgınlıkla baş edebilirim’ yahut
‘zamanla azalır’ diyorsunuz. Farkındaysanız doğrusu
ertelemekte olduğunuz ne
projenin kendisi değil, proje sırasında yaşayacağınıza inandığınız kızgınlık duygusuydu. Ertelemeye meyilli olduğunuz şeylerde benzer
fotoğrafda
gözlerinizi kapayıp kendini
bir dinleyin. Hangi duygudan kaçmaya çalışıyorsunuz? Sıkıntı mı, kızgınlık mı, zorluk mu?danışan: Bu duygularla da baş edebilirsin diyorsunuz. Başak: Bence denemekte fayda var!
Milliyet Cadde'de yer samsun escort saha
Psikolog Dr . Başak Demiriz’in psikoterapi diyaloglarından birleşen
yazılarını fazla
ürekten
izleme
ettiğimizi okuyucularımız bilir! Bu sefer de Demiriz'in hayatı ertelemeyle interesan
yazısını beylerle
paylaşıyoruz. ödemeleri yapmayı, çeki
vermeyi, projeleri tamamlamayı, yaşadığı yeri düzenleyip temizlemeyi, hijenik
kontrollerini yapmayı, ilaçlarını içmeyi, ders çalışmayı ertelemek hayatı sabote etmektir.danışan: Ertelemek bir hastalık mıdır? Eger
öyleyse benim bu hastalığım epey ilerlemiş safhada!dr. Başak: Hayır hastalık değildir, iç disiplin ve iradeyle interesan
hayli
devamlı
yaşanan bir sorundur. Hastalık olmasa da inanıyorum
hayatınızı epey zorlaştırıyordur.danışan: Hem de çok. Yapmam uygun
bir sürü ne
var, anlıyorum
yapsam fazla
hoş
olacağım, herşeyden öte sağlığıma kavuşacağım ama bir çeşitli
yapmıyorum.dr. Başak: Son zamanlarda şunu
bir hayli
kişiden duyuyorum ama ne yazık ki
ertelemenin bir sorun olduğunu bildikleri halde, bunların
üstesinden gelmek nedeniyle
çözüm aramayı da erteliyorlar!danışan: Evet, ben de uzun süredir yardım almayı erteledim ama daha çok
işler bir tarafa, sağlığım bozuluyor. Başak: öyleyse siz de farketmişsiniz ki doğrusu
ertelemek, özünü
sabote etmektir. Ertelemeyi alışkanlık edinen insanlar hayatın her alanında bir şeyleri ertelerler. ödemeleri yapmayı, çeki
vermeyi, oyun
yapmayı, projeleri tamamlamayı, yaşadığı yeri düzenleyip temizlemeyi, hijenik
kontrollerini yapmayı, ilaçlarını içmeyi, ders çalışmayı, kişisel bakımlarını, hobi edinmeyi ve şunun
kadar
hala
coklu
şeyi.danışan: Bu örneklerin hepsi bana da uydu, sana
söylemiştim benim hastalığım bundan sonra
ileri safhada diye.. Ama daha çok
değişmek istiyorum, sahiden
bu gibi
olmaktan mesut
değilim. Her ne
bir yana hayli
çeki
aldım, kolestrolüm uca
çıktı, doktorum “spor yapman koşul
ama hiçbirzaman
olmazsa her gün yarı
saat yürü” dedi. Yürümek bir yana, kolestrol ilaçlarımı dahi
almıyorum. Kendimi planlamaya çalışıyorum ama olmuyor. Başak: ‘kronik erteleme’ sanıldığından fazla
karmaşık ve mühim
bir sorun. Altında, mükemmeliyetçilik, uca
kaygı, düşük tolerans, öfke kontrolünü becerememek benzer
nedenler yatıyor. ‘zamanınızı iyi kullanmayı öğrenirseniz gelişme kaydedersiniz ve probleminiz çözülür’ diyecek dek
basitçe
halledilebilecek bir sorun değil.danışan: Ben de farkındayım. ,
bir gün planlı olmaya çalışıyorum, ikinci gün gene
başladığım yere dönüyorum. Sebep
böyleyim?dr. Başak: Aile yapısı mühim
bir etken. Bir teoriye göre, çoğunlukla, otoriter anne ve babaların çocuklarında görülüyor. Bu tip ailelerde kurallar katıdır ve bu kurallara uyulması her şeyden hatta
çok
önemsenir. Beklentilerin çıtası hayli
yüksektir, anne yahut
baba mükemmeliyetçidir, çocuğu yoğun
devamlı
eleştirir, uyarır, sorgular ve çocuğun beklentilere kayıtsız şartsız uyması beklenir.danışan: Babamı tarif ettiniz. doğrusu
ben de az miktar
mükemmeliyetçiyim. Ama çocukken her kurala uyan ben, şu an
ne idare eder
da bu gibi
oldum?dr. Başak: Anne -babalar fazla
katı ve kontrolcü olunca, çocuklar niyetlerini içselleştirmeyi, bu niyet doğrultusunda hareket etmeyi, dolayısıyla iç dünyalarını kontrol edip düzenlemeyi öğrenemiyorlar. Düşünün, sorumluluklarınızı ve üstelik
en basit kuralları hep komutlar alarak gerçekleştirdiyseniz, davranışlarınız yoğun
devamlı
kontrol edildiyse ve ayrıca
eleştirildiyse, niyetlerinizi içselleştirebilir miydiniz?danışan: Tam tersine içimde kızgınlık birikirdi. Başak: Kronik ertelemenin bir nedeni de ishte
bu kızgınlık zaten. Kızgınlığı anlatım
etmenin şekli de yuz yuze
koymak. çocukken otoriter bir anne-babaya isyan yapmak
yahut
karşısında
koymak kolayca
değildir. Ama yetişkin olunca, etmeniz
gerekli
işleri, yalnız
bu ‘gereklilik’ duygusuna karşısında
koymak uğruna, erteliyor olabiliyoruz. Hem de
yetişkin olunca, sizleri
‘yakından izleme
edenler’ olmuyor.danışan: Içimdeki sesler haric hayli
çok
rahatsız yapan
yok. Ama ben normalde
son dakika etdiyim
işlerde henüz
başarılı oluyorum. Başak: üzülerek söylemeliyim ki, “son sanyede
etdiyim
işlerde hatta
başarılı, yine de
yaratıcı oluyorum” yoksa
“yarın yaparsam kendimi yine de
iyi hissedeceğim” sözleri, erteleyen insanların kendilerine devamlı
yoğun
söyledikleri yalanlar. ,
biliyorsunuz ki yarın oluyor ve siz gene
projeye başlamıyorsunuz. şunu
hala
iyi anlayabilmek nedeniyle
beş hergün
yaptı- ğınız bir projeyle son gün bitirdiğiniz bir projenin kalitesini karşılaştırın.danışan: Ama projeyi aldığım gün işe başlamak fikri içimi sıkıyor. Başak: Dolayısıyla, erteleyerek, alışık olduğunuz, sizleri
rahata kavuşturacak davranışı seçiyorsunuz. şu an
özge
birşey deneyelim, gözlerinizi kapayın ve taze
aldığınız projeyi düşünün. Ne hissediyorsunuz?danışan: Sinirim bozuluyor. Başak: Neden?danışan: ,
fazla
sıkıcı ve hiçbirzaman
ilgimi çekmiyor, son güne dek
bekleyebilir. Başak: Ama beklemek karşılık olaraq
şu an
yapacaksınız dersem aklınızdan neler geçiyor?danışan: Huzursuzluk ve kızgınlık. Bu dek
sıkıcı bir ne
etmek
zorunda olmaktan nefret ediyorum. Başak: şu an
gözlerinizi açın. Iki konu var, birincisi, ilginiz olmadığı bir herşeyi
etmek
istemiyorsunuz, ikincisi, yaparsanız fazla
kızgın ve huzursuz olacağınızı düşünüyorsunuz. Hangisi henüz
baskın bir duygu, motivasyon eksikliği mi, yaparken hissedeceğiniz kızgınlık mı?danışan: Hiçbirzaman
motive değilim. Başak: öyleyse
motive olmadan başlasanız ama kızgınlığı tolere edebilecek olsanız?danışan: Nasıl tolere edebilirim?dr. Başak: Diyelim edemediniz ve kızgınlığınız takip
ediyor, en fena
ihtimalle ne olabilir?danışan: Kızgın kızgın yapmaya takip
ederim, olabilsin
vakitle
geçer, bilmem?dr. Başak: Yani, ‘kızgınlıkla baş edebilirim’ yahut
‘zamanla azalır’ diyorsunuz. Farkındaysanız doğrusu
ertelemekte olduğunuz ne
projenin kendisi değil, proje sırasında yaşayacağınıza inandığınız kızgınlık duygusuydu. Ertelemeye meyilli olduğunuz şeylerde benzer
fotoğrafda
gözlerinizi kapayıp kendini
bir dinleyin. Hangi duygudan kaçmaya çalışıyorsunuz? Sıkıntı mı, kızgınlık mı, zorluk mu?danışan: Bu duygularla da baş edebilirsin diyorsunuz. Başak: Bence denemekte fayda var!