elle Nisan 2012 sayısıyla beraberinde
verilen Elle Mariage dergisinin samsun eskort bayan kapağı şık gelinliğiyle özge Ulusoy . Bu çekim nedeniyle
nefis gelinlikler giyen son ayların en hayli
konuşulan isimlerinden özge Ulusoy evlilikle interesan
düşüncelerini Elle Mariage'e anlatmış. Pudra.com'un bu fazla
beğendiği çekimden spesiyal
notları sizlerle
paylaşıyoruz. "buluşmaya Xl hırkası, tayt ve zımbalı botlarıyla gelecek
özge Ulusoy bu oldukça
spor, sade ve ayrıca
"rock chic" halleriyle hiçbirzaman
"gelin olacağa" benzemiyordu. Gelin görün ki, "bembeyaz", duvaklı, taçlı, bol çiçekli ve mücevherli çekimde en güzel, en romantik, en seksapel
ve tabii ki en güleç gelin oldu. Haklısınız, o gün tek eksiğimiz vardı: şık
bir damat!"evlilikten korkan birisi
olmadım" küçük bir kızken nasıl bir gelin olacağıyla interesan
hayaller kurmuş muydu? "küçükken ilk özendiğim gelin ve gelinlik, Sylvester Stallone’nin başrol oynadığı ‘oscar’ filminde, kızını canlandıran Marisa Tomei’nin düğün sahnesindeki gelinliğiydi. O zamanlar ilkokuldaydım ve gördüğüm modele hayran kalmıştım. Hep ‘ben de şöyle
bir gelin olacağım’ dedim” sanarak
cevaplıyor. öyleyse
şu sanyede
bu hayallere demek ki
evliliğe ne dek
yakın hissediyor kendini? "evlilik, etmek
istediğim lakin
yine de
vakiti
olduğunu düşündüğüm bir şey. Tabii ki evliliği ve anne olmayı hayli
da geciktirmek istemiyorum. Bence bunlar da vakiti
gelince olur.” Geçmişteki fena
praktik
onu gametofobik (evlilik fobisi/evlenmekten korkma) yapmamış; ne de olsa o -iyi ya da kötü- yaşanan her şeyin hayatımızın akışında bir yeri olduğuna ve önümüze savayı
yollar açtığına inanıyor. Ve her şeyin bir sebebi ve öğretisi olduğuna. "ben herhangi
dönem
evlilikten korkan bir kız olmadım. Vakiti
gelince inşallah bu da olacak" sanarak
itiraf ediyor. Ve bu olduğunda, hiçbir zaman
geleneksel ve alışılmış
bir gelin olmayı diliyor. Deli
bir gelinlik dizaynı
hiçbirzaman
ona nazaran
değil. şunun
sebebini de şöyle açıklıyor: "evlilik seremonisi, bir ritüel. Bu ritüelin haric şeyler etmek
bana olayın büyüsünü bozar olarak
geliyor."bugüne dek
aldığınız en hoş
öğüt neydi? Kimden geldi?lisedeki bale hocam Müride Aksan, o zamanlarda başarılı bir öğrenci bulunduqum
nedeniyle
hayatta at gözlüğü takıp kimsenin sözüne yahut
dedikodulara kulak asmadan, ideallerime odaklanıp fazla
çalışmamı öğütlemişti. şunu
hiçbirzaman
unutmadım. Kıskançlıklara kulaklarımı tıkamayı daha
tam başaramasam da, bu öğüdü hatırlayarak elimden geleni yapıyorum. kariyerinizdeki dönüm noktası.."survivor" yarışması hayatımda hayli
ne
değiştirdi. Dokuz yıldır modellik yapan, Türkiye’deki eksiksiz
tasarımcılar ve çabucak
şu anda
bütün
kocaman
firmalarla çalışmış, aranan ve başarılı bir modeldim. Yalnız
bizleri
şimdiye kadar
hayli
stil
camiası ve modayla ilgilenenler tanıyordu. Oysa "survivor"la bizleri
eksiksiz
Türkiye tanıdı ve sevdi. O ekip sonuncunda
de şu an geldiğim yerdeyim.sözünüzde durur musunuz?mutlaka dururum. Sözüme sadığım!en hayli
nelere yahut
kime gülersiniz?kendime, ablama, babama, en yakın dostlarım Melike
Gökçe ve Bilge’ye. Etrafım neşeli ve esprili insanlarla dolu. öyleyse
kime güvenirsiniz?ablama fazla
güvenirim. Bana hep hayli
düzgün
şeyler aşılar. kolay basitçe
küser misiniz?çok sabırlıyımdır. Bir insanı hayatımdan çıkarmam nedeniyle
bizleri
sahiden
değer yargılarından yoksun olduğuna inandırmış olması lazım.ilkbahar mevsiminin en hayli
nesini seversiniz?kokusunu! Bahar duyusu
bizleri
hayli
mutlu
eder.henüz gitmediğiniz, merak yaptığınız
bir ülke var mı?uruguay’ı uzun zamandır merak ediyorum. Güney Amerika’yı hayli
seviyorum. Birkaç yerini gezdim, ileride tamamını görmek istiyorum. evlilik planı yapıyor mu?gelelim gerçeklere: şu sanyede
tatlı
bir beraberliği var, hoş
görünüyor. Bundan başka
vakit
süre
"evleniyor" dedikoduları da çıktı. Bunların aslı var mı? "şu sanyede
şöyle
bir planımız yok. Dediğim gibi, zamanımız var” deyip kariyerinde yine de
atmayı istediği hayli
ismim
olduğunu vurguluyor. özge Ulusoy bir gün şahsi
sanat galerisini açmak istiyor. "ikinci üniversitemde küratörlük okudum. Bununla interesan
işler yapmayı diliyorum" diyor."